NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
هَارُونَ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ أَبِي
ذِئْبٍ عَنْ
صَالِحٍ مَوْلَى
التَّوْأَمَةِ
عَنْ مَوْلًى
لِسَعْدٍ
أَنَّ
سَعْدًا
وَجَدَ
عَبِيدًا مِنْ
عَبِيدِ
الْمَدِينَةِ
يَقْطَعُونَ
مِنْ شَجَرِ
الْمَدِينَةِ
فَأَخَذَ
مَتَاعَهُمْ
وَقَالَ
يَعْنِي
لِمَوَالِيهِمْ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَنْهَى أَنْ
يُقْطَعَ مِنْ
شَجَرِ
الْمَدِينَةِ
شَيْءٌ
وَقَالَ مَنْ
قَطَعَ
مِنْهُ شَيْئًا
فَلِمَنْ
أَخَذَهُ
سَلَبُهُ
Hz. Sa'd'ın kölesinden rivayet
olunduğuna göre Sa'd (r.a.) Medine'nin kölelerinden bazılarını Medine
ağaçlarından bir kısmını keserlerken bulmuş da (ellerinden) eşyalarını almış ve
(onların) sahiblerine (şöyle) demiş:
Ben Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellemi Medine'nin ağaçlarından birini kesmeyi yasaklarken
ve;
"Kim on(lar)dan
birini keserse onun malı yakalayanındır." buyururken işittim.
İzah:
bk. Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, V, 199.
Bu hadis-i şerif
Beyhakî'nin Sünen-i Kübrâ'sında ayrıntılı olarak şu mânâya gelen lâfızlarla
rivayet olunmuştur: Resûlullah (s.a.v.); "Medine'nin harenıindeki
ağaçları kesen birini yakalayacak olursanız onun malı sizindir. Oranın ağacı
kesilip biçilemez"
buyurdu. Sa'd (İbn Ebi
Vakkâs oranın ağaçlarını) kesmekte olan bir takım köleleri görünce (onların
üzerlerindeki) mallarını (ellerinden) aldı. Bunun üzerine sahiblerine varıp
onlara "Sa'd şöyle yaptı" diye şikâyette bulundular. Az sonra
(sahibleri Hz. Sa'd'a gelerek):
Ey Ebû İshak, senin
çocukların ya da kölelerin bizim kölelerin mallarını (ellerinden) almışlar,
dediler. (Hz. Sa'd da):
"Yok, hayır! Onu
ben aldım. (Çünkü) ben Resûlullah (s.a.v.)'ı: "-Haremin ağacını keserken
yakaladığınız bir kimsenin (elinde bulunan) mal sizindir." buyururken
işittim. (Binaenaleyh o malları size veremem) fakat eğer isterseniz, size kendi
malımdan verebilirim diye cevap verdi.[Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V, 199.]
Bu hadis zayıftır.
Çünkü bu hadisin senedinde bulunan Hz. Sa'd'ın kölesinin kimliği meçhul olduğu gibi
diğer râvi Tevem'in kölesinin de güvenilir bir kimse olup olmadığı
ihtilaflıdır.